SİYASETMEKTEBİ.COM 1 YAŞINDA!

Bundan tam bir yıl önce “bismillah” diyerek başladık yayın hayatımıza. Yayına başlarken hedefimizi, özellikle mektebin mensuplarında eksikliğini hissettiğimiz siyasi bilincin oluşmasına katkıda bulunmak ve süfyanilerce sürekli saldırı altında tutulan zihinleri ve kalpleri elimizden geldiğince ölüm uykusundan uyandırmak olarak belirledik ve bu amaçla İslam tarihinden, ayetlerden, Resulullah ‘ın (s.a.a.) siretinden, Ehl-i Beyt’ten (a.s.) ve yolumuzun önderlerinden örneklerle yazılar kaleme almaya ve kendimizce dostun ve düşmanın nasıl tanınabileceğine dair bir şema oluşturmaya çalıştık.
İlk andan itibaren mektebe, İslam İnkılabına ve İmam’a bağlılığı mücadelemizin mihveri ve temel dayanak noktası olarak belirledik ve vahdeti İnkılabın ve İmam’ın emirleri doğrultusunda ümmetin kurtuluşunu sağlayacak, olmazsa olmaz düstur kabul ettik. İslam İnkılabının ve velayet-i fakih makamının mevcut konumunun, Resulullah’ın (s.a.a.) inkılabı ve konumuyla bu devirde aynı öneme haiz olduğunu düşündük ve Allah’a (c.c.), Resulullah’a (s.a.a.) itaat edebilmiş olmak için İslam İnkılabına ve velayet makamına itaatin ve biatin şart olduğunu beyan ettik. Neredeyse tüm yazılarımızda asıl meselenin dostu düşmanı tanımak olduğunu, dostun safında yer alanın düşmanla bağının olmaması gerektiğini, hakkı tanıyanın haklıyı da tanıyacağını belirterek net bir siyasi duruş sergilenmesinin zaruretini ortaya koymaya çalıştık.
Bu meyanda iyisiyle kötüsüyle yaklaşık olarak 130 civarında yazıyı bir yıl içerisinde kaleme alarak değerli okuyucularımıza sunduk. Kimi zaman eleştiriler alsak da çoğu zaman okuyucularımızın beğenisi ve desteği bizleri bu süreçte her daim canlı tuttu ve sitemiz aracılığıyla her geçen gün mektebe hizmet yolunda bir adım daha ileriye atma azmimiz güçlendi. Gücümüz yettiğince değindiğimiz konuları akla ve mantığa uygun izaha çalıştık. Zihinlerde oluşacak şüpheleri cevaplandırmanın önemini bildiğimizden, önce o şüphelerin neler olabileceğini düşündük sonra onlara yönelik açıklamalar üretmek için gayret ettik.
Bu bir sene boyunca bazen sitemizdeki yazılarımızın uzunluğu, bazen yazdıklarımıza delil olarak dipnot koymayışımız ve bazen de sivri dilimiz yüzünden çeşitli eleştirilerle muhatap olduk. Ara ara bu eleştirilere cevap versek te bugün bunların nedenlerini topluca izah etmenin iyi olacağını düşünmekteyiz. Öncelikle şunu belirtelim ki yazılarımızın uzunluğunun nedeni ele aldığımız konuların bir çoğunun kısa yazılarla açıklanmasının mümkün olmayacağına olan inancımızdır. Ayrıca sitemiz sadece yazılardan oluşan bir site olduğundan dolayı zaten sitemizi takip eden kardeşlerimizin okumak ile ilgili sorunları olmadığı hüsn-ü zannını taşımaktayız. Sadece yazı bulunan siteye giren herkes uzun da olsa kısa da olsa okuma niyetini zaten belirtmiştir diye düşünmekteyiz ki yine de yazılarımızda sıkıcı bir üslup kullanmamaya ve olabildiğince akıcı olmaya çalışmaktayız.
Bir diğer eleştiri konusu ise yazılarımızın altına koymadığımız dipnotlardır. Bu konuyu izahtan önce yazılarımızın ilmi makaleler olmadığının ve hatta bizim, yazılarımıza ‘makale’ demediğimizin farkına varılması gerekmektedir. Ama bu durum yazılarımızın hiçbir kaynağa dayanmadığı anlamına gelmemektedir. Her yazımızın her cümlesinin bir delili vardır ve hiç bir cümle salt biz öyle zannediyoruz diye kurulmamaktadır. Sadece yazım biçimimiz gereği ve haftada kimi zaman üç yazı yazdığımızdan dolayı yazmayı kolaylaştırmak adına kaynaklara yer verilmemektedir ki aslında her sözümüz mektebin kaynaklarından ve İslam İnkılabının önderlerinin yazdıklarından edindiğimiz bilgiler sonucunda oluşan çıkarımlarımızdır. Böyle bir altyapının olmadığı bir sitede bunca yazının yayınlanabilmesinin muhal olduğu da açıktır. Ki şu ana kadar bir tek yazımızın dahi İslami kaynaklara aykırılığı itiraz sahiplerince ispatlanabilmiş değildir. Bu arada, yeri ve zamanı geldiğinde uygun ortam ve koşullar oluştuğunda savunduğumuz tüm fikirleri delilleri ile birlikte muhataplarına sunma gücümüzün, mektebimizden dolayı bulunduğunu da açıkça belirtmemiz gerekir. Hakkı temsil edenlerin batılın karşısına çıkmaktan yana korkuları yoktur, çünkü ellerinde tuttukları nur batılı yok etmeye yeterlidir. Ayrıca amacımız zihinlerin çalışmasını sağlamak, atıl durumda bırakılan mantığın, izanın, basiretin, aklın ve vicdanın tekrar harekete geçmesine yardımcı olmak ve zihinlerde hak bilinen batıllara karşı soru işaretleri oluşturmak olduğundan yazılarımız daha çok içerdikleri konulara kapı aralamak ve okuyucularımızın o kapılardan girip kendi fikirlerini oluşturmalarına yardımcı olmak kastıyla kaleme alınmaktadır.
Sivri dilli oluşumuza gelince, bizim dilimiz asla ve asla mazluma, mustazafa, mahruma, müslümana ve hak cephesinin herhangi bir unsuruna uzanmadı uzanmayacak da. Dilimiz sadece halkımızın zihinlerini ve vicdanlarını batılın ipiyle bağlayanların ellerini ve iplerini kesmek için sivrilmekte, mümine karşı şefkatli olan dilimiz zalime karşı şiddetli olmaktadır ki bu da imanımızın gereğidir. Ara sıra saflarını tam olarak belirleyemediklerinden dolayı yalpalayan ve bazen hak cephesine bazen de batıl cephesine göz kırpanlara yönelik eleştirilerimizin nedeni ise onların çürük temelli siyasi bakış açılarını hakkın depremiyle yıkıp yerine İslam inkılabı temelli yeni bir bakış açısı yerleştirme çabamızdır. Ki bu da yine onların hayrınadır.
Son olarak belirtmeliyiz ki baştan sona yazılardan oluşan sitemiz, bir yılda çok mesafe katetmiş ve beklentimizin çok üstünde bir okuyucu kitlesine ulaşarak gönüllerin hakka susamışlığını bir kez daha ortaya koymuştur. Fikirlerimize sıcak bakmayanların dahi sitemizin yazılarını takip ettiklerini çeşitli ortamlarda elde ettiğimiz bilgilerden dolayı bilmekteyiz ve bu bizi sevindirmektedir. Bu yüzden yazılarımızın bunca kişiye ulaşmasına vesile olan değerli takipçilerimize şükranlarımızı iletmemiz boynumuzun borcudur.
Velhasıl siyasetmektebi.com olarak yayın hayatımızda 1. yılımızı tamamlamamızı nasip eden Allah’a (c.c.) sonsuz hamd-ü senalar olsun, Resulullah’a (s.a.a.) ve O’nun pak ve tahir Ehl-i Beyt’ine (s.a.a.) sonsuz salat-u selam olsun diyoruz. Hamdolsun ki bizler İran İslam İnkılabını ve velayet-i fakih makamını tanıdık ve gönüllerimiz hakka meyletti. Ve hamdolsun ki bu hakkı yaymak için böyle bir hizmeti Rabbimiz (c.c.) bizlere nasip etti. Elimizden geldiğince, gücümüz yettiğince ve dilimiz döndüğünce bu mücadele meydanını boş bırakmayacağımızı değerli okuyucularımıza bildirmeyi bir görev biliyoruz. Ve son olarak yineliyoruz ki yazdığımız bütün doğrular mektebe ve bütün yanlışlar da bize aittir. Desteğini esirgemeyen tüm kardeşlerimizden Allah (c.c.) razı olsun.
siyasetmektebi.com
Not: Sitemiz ile ilgili değerli görüş ve eleştirilerinizi bu yazımızın altına ve facebook sayfamıza iletmeniz bizleri mutlu edecektir.